“Severek yaşamak, hayattaki en büyük meydan okumadır.”
J. Buscaglia
Bilecik’te, geçtiğimiz günlerde “yaşamak” için “sevmek” gerektiğini, sevginin paylaştıkça nasıl çoğaldığını, bu kez biraz farklı olarak, toprakla, fidanla gösterdi insanlar.
J. Buscaglia
Umut dolu yürekler, sıcacık eller, toprakla buluşturdukları fidanların göğe uzanan mutluluğuyla kanıtladılar doğaya olan sevgilerini. Hayat veren doğa, bu kez yeni hayatlar aldı insanın elinden. Bir orman yanmıştı yürekleri kavurarak, bir yeni orman yeşeriyordu kalpleri coşturarak.
Osmaneli’de üniversite-lise-ortaokul öğrencileri, Orman Bakanlığı ve Yargıtay temsilcileri, kamu-yerel-özel kuruluşların yönetici ve mensupları, 12 Ekim günü bir birliktelik mesajı verdiler, yokolan bir doğayı özveriyle, birikimle, emekle yeniden yerine koyabilmenin sevincini yaşadılar.
Kırk kilometre ötede, Bilecik’te aynı duygular, aynı düşünceler, tarihi ayağa kaldırıyor, toprak karış karış eşilerek, bir büyük uygarlığın uyuyan izleri yeniden canlandırılıyordu.
Bilecik son günlerde, doğası ve kültürüyle ayrıcalıklı yerini koruyacağının, üzerinde oturduğu benzersiz mirasın değerini bilen yurttaşlarla güçlü yaşayacağının işaretlerini veriyor.
Tarihin her evresinde üretimin çekim noktası bu topraklarda yasayan insanlar, yaratılan uygarlıkların günümüze gelen sonuçlarının da sorumluluğunu taşıyorlar.
Günümüzde yaşayan büyüklükleri yitirmemek, bereketli doğayı küstürmemek, dünü-bugünü-geleceği nasıl yaşanabilir kılacağımıza karar vermemiz gerekiyor.
Bu aşamada Bilecik halkı, yaratılan bu dayanışma ortamıyla diğer kentlere de örnek oluyor.
Anadolu’ya yurt anlamını yükleyen doğa-tarih-insan bütünlüğü, O’na parçalanamaz bu birlik içindeki değerlerini, insan ruhunun zenginliğine borçlu olduğunu gösteriyor.
Anadolu insanı, sonsuza dek bu birlikteliğin türküsünü söyleyecektir. Yaşadıkça, ürettikçe, paylaştıkça… Ne dedik en basta, severek yaşamaktır hayattaki en büyük meydan okuma !..
Hakan Karan