Salı, Temmuz 10, 2001

BİRGİ ÇEKÜL KÜLTÜR EVİ...

Birgi'deki Çekül Kültür Evi'nin restorasyon çalışmaları tamamlandı. Çekül Genel Sekreteri Betül Sözen'in çektiği bu resim, yapının son durumunu gösteriyor. Şimdi Birgi'li kadınlar kolları sıvayıp, evin içini "halletmeye" çalışıyorlar. Perdeler örüyorlar, iğne oyaları yapıyorlar, göznuru ve el emeği ile yapıyı canlandırmak için çalışıyorlar... (Onlar büyük bir özveri ve heyecanla yaptıkları bu işler sırasında çekilmiş resimlerinin de yayınlanmasını pek istemedikleri için bu görüntüleri Betül Hanım'dan alamıyoruz!)

Peki, Birgi Kültür Evi'nin bir odasına da siz yardım etmek ister misiniz? ( Telefonumuz: 212-249 6464 ! )

Birgi hakkında...

Birgi; İÖ 7.yüzyılda kurulmuş. Lydia'lılar bu beldeye “Zeus’un kutsal yeri" anlamına gelen "Dios Hieroon" adını vermişler. İÖ 6 yüzyılda Perslerin eline geçmiş ve “yeşil bir yer” olarak anılmış... Romalılar ve Bizanslılar da tıpkı kendilerinden önceki uygarlıklar gibi, Birgi’ deki doğanın tılsımından etkilenerek, burayı “İsa’nın kutsal şehri” ilan etmişler. 1307 yılında Aydınoğulları ile Birgi bir Anadolu kenti olarak kültür tarihimizdeki yerini almış...

ÇEKÜL Vakfı, İzmir Valiliği, Birgi Belediyesi ve Mimar Sinan Üniversitesi iş birliğiyle Küçük Menderes Havzası içerisinde Birgi beldesinin kaybolmakta olan doğal ve kültürel zenginliğini koruma çalışmalarını 1997 yılından beri sürdürmekte...

"ÇEKÜL/ Birgi Çevre Kültür Evi", bu ortak yaklaşım doğrultusunda oluşturulan bir proje. Bölgenin kültür merkezi haline getirilecek "Kültür Evi"nin amacı, beldenin doğal ve kültürel zenginliğini koruma çalışmalarının bu merkezden yönetilmesini sağlamak. Daha önemlisi, yerel katılımcılarla beraber beldenin, incir yetiştiriciliği ve ipek dokumacılığı gibi yerel faaliyetlerini canlandırmak, -Organik Tarım, Kültürel Turizm ve İleri Teknoloji konuları başta olmak üzere- gençlere ve kadınlara yönelik eğitim ve kültür programları geliştirmek ve uygulamak, üretimi teşvik etmek...

Birgi Çevre Kültür Evi’nin açılışı bu yıl içerisinde yapılacak.



2001 Temmuz: Tansuğ'ların Tokat Ziyaretinden...

Tokat'tan görüntüler...


Amasya Sempozyumu biterken, ÇEKÜL'den Avniye ve Mehmet Tansuğ, Metin Hoca'nın "Buraya kadar gelmişken, siz Tokat'a da bir uzanın, bakalım neler yapabiliriz, tesbitler yapın!" talimatı üzerine Tokat'a gitmişlerdi... Orada, Çekül Temsilcisi, İl Özel İdare yöneticilerinden Adnan Şahin'le kentte bir tur attılar. (Bu resimleri de dijital kameraların henüz ülkemizde yaygınlaşmadığı yıllarda, oldukça ilkel bir dijital kamera ile çektiler... Daha doğrusu Milliyet gazetesinin kuponla verdiği bir "siyah kutucuk" ile!)

İlk sivil Kent Senatosu'nun kurulduğu Tokat'taki tarihi doku, gerek ev/bina sayısı, gerekse yapıların taşıdıkları özellikler açısından Amasya ve Çorum'dan kat be kat fazla... Bu yüzden Tokat'lılar çok şanslı. Ancak, onların bu şanslarının farkına daha iyi varmaları için, galiba önce "büyükşehir"lerin, ve basının farketmesi gerekiyor Tokat'ı...

Arka plandaki ahşap çokgen kubbeli cami pek çok benzeri gibi hala yaşamını sürdürüyor...





Bu "Yüksek Kahve" denilen tarihi kahve:


Yüksek Kahve cepheden:

2001 Temmuz: ÇEKÜL Çorum Ziyareti

Çorum'a yapılan ziyaretten görüntüler:


Çorum Valisi ve Çorum Çevre Vakfı Başkanı Sayın Atıl Uzelgün ile birlikte Hitit Festivali'nin başladığı gün, onarılarak hayata geçirilecek bir eski Çorum Konağı ziyaret ediliyor... Şu anda İndirkaş ailesinde bulunan konak, eski Çorumlulardan Bilal'lere ait...

Daha içeri bile girilmeden konak bahçesindeki "Haymalık" denilen bölüm, grubun alabildiğine ilgisini çekiyor:

Metin Hoca, bu esnada iki ayrı fotoğraf makinesi ile hızla resim çekmekte... (Makinelerin biri ne yazık ki Istanbul'a gelmeden kayboldu)

Bu bir enerji tasarrufu inceliği. Kandil önüne konduğu camdan iki odayı birden aydınlatıyor...

Şimdiki "ebeveyn banyosu" eski Türk evinde böylesine incelikli düşünülmüş:

20 - 22 Temmuz: Amasya Sempozyumu - Diğer görüntüler

Sempozyum'un açılış konuşmalarından sonuncusunu Amasyalıların çok sevdiği Sayın Kemal Nehrozoğlu yapıyor:


Çekül Amasya Temsilciliğinde, Başkan Prof. Dr. Metin Sözen ile bir ara toplantı...


Sempozyum'un kapanışı...

Pazartesi, Temmuz 09, 2001

Kastamonu Uçurtma Şenliği - Zeynep Boratav'ın kaleminden...


10 Haziran 2001


Zeynep Boratav

Koordinatör


e-posta: koordinator@cekulvakfi.org.tr

Ali Akdamar'ın 'dicitıl' kamerasından!



ÇEKÜL Vakfı Kastamonu temsilciliği tarafından bu yıl ilki düzenlenen uçurtma şenliği 10 Haziranda Kastamonu’nun Uzunyazı mevkiinde gerçekleşti. Havaalanı olarak planlanan yerin yanında alabildiğine yeşil ve etrafı ağaçlık olan alan şenlik için beşbin kişiyi ağırladı.

Uluslar arası bir organizasyonu aratmayan titizlik ve ciddiyette altyapısı hazırlanan etkinlik için ÇEKÜL temsilcilerine Kastamonu Valiliği başta olmak üzere, Kastamonu Belediyesi, Jandarma İl Teşkilatı, Kastamonu Eğitim Fakültesi, Kastamonu Meslek Lisesi ve diğer yerel kurum ve kuruluşlar ve sivil insiyatifler destek verdi. Şenliğe mali destek ise, Reis Gıda, Bülbüloğlu, Ramsey, Öz Ye-Ye Kuruyemiş, Kastamonu Holding, Özel Uğur Hastanesi, NSY Mimar Mühendislik Ltd Şti, Menekşe Dershanesi’nden geldi.

Etkinlik duyuruları ve yarışma günler öncesinden şehrin çeşitli yerlerine ilanlar şeklinde ve yerel medya yolu ile yapıldı. Değişik uçurtma yapış tekniklerini anlatan web sitelerinin adresleri basın yolu ile dağıtıldı. Okullarda önceden duyurular yapıldı.

400 uçurtma ile sınırlı tutulan yarışma İlköğretim, lise ve büyükler olmak üzere üç kategoride gerçekleştirildi. Yarışmacılar üçerli ekipler halinde yarışmaya katıldılar. Yedi kişiden oluşan yarışma jürisi, uçurtmaların yapılış tekniğine, estetiğine ve yarışmacıların uçurma şekline göre puanlama yaptı. Uçurma tekniğinin ağırlıklı olduğu puanlama sırasında, estetiği mükemmel olan, ancak uçmakta güçlük çeken uçurtmalar daha az puan alabildiler. Bu uçurtmalar arasında Kastamonu ünlü konaklarını simgeleyen uçurtmalar da dikkat çekti. Bazı uçurtmaların üzerinde çevre ve doğayı korumaya yönelik mesajlar da güne anlam kattı.

Kastamonu Eğitim Fakültesi ve Meslek Okulu’ndan 15 ÇEKÜL Gönüllüsü saha temizliği, yarışma anonsları, müzik organizasyonu gibi görevlerde yer alırken, etkinlik sonunda uçurtmalarını havalandırmayı ihmal etmediler.

Bütünüyle sivil katılımın olduğu etkinlikte, yetişkinlerin çocuklardan daha hevesli olduğu gözlendi. Eski uçurtmalara özlem, yeni teknikle yapılmış olanları küçümseme, nesiller arası tatlı bir rekabet yarattı. Etkinliği, folklor gösterileri, rock müziği konseri, belediye bandosu konseri gösterileri zenginleştirdi. Saha kenarındaki standlarda, yöresel yemekler başta olmak üzere diğer yemekler, el sanatları ürünleri, ve belki bu tür etkinlikte en önemli yer tutan uçurtmalar sergilenerek satışa sunuldu.

Jüri, yarışma sonuçlarını değerlendirmek üzere toplandığı sırada, rüzgar şiddetlendi, tüm uçurtmalar havalara yükseldi. En yükseğe çıkan uçurtma, ipleri birbirine karışan uçurtmalar, uçurtmasının ipini bırakmadan ödülünü almak için standa gelen yarışmacı ve tüm uçurtmaların üzerinden uçurtmaları kıskanırcasına geçen uçak etkinlik sırasında göze takılanlardı.
Bu da tele takılanı!


Etkinlik, yarışmaya mali destek sağlayan kuruluşların cömert ödülleri ile noktalandı. Herkes güler yüzle ayrılırken, bir sonraki senenin hazırlıkları yapılmaya başlanmış, katılımın uluslar arası boyuta taşınması için girişimler başlatılmıştı bile.