Pazartesi, Aralık 30, 2002

SÜRPRİZ: YENİYILDA YENİ SİTE!

Yeni web sitemizin yayına girmesi an meselesi...

Ancak tüm dünyanın e-otoyollarındaki "yılbaşı trafiği" biraz gecikmeye neden oldu.

Yine de ÇEKÜL Gazete'nin ilk sayısını okumak ve ÇEKÜL e-kartlarından yollamak isteyenler, konuk olduğu (*) adresteki yeni siteden şu anda bile yararlanabilir:
Tıklayınız: Yeni Sitemiz


(*) I-section ekibine içten teşekkürler!

BAŞKAN'DAN MESAJ VAR!

Geçen her yıl, “yeniden düşünmeye” gündem oluştursa da, geçmişin geleceğe aktardığı yükler-sorumluluklar, mutlu-sağlıklı sonuçlara ulaşmamıza yetmiyor. 21. yüzyıla girerken, 20. yüzyılın tümüyle gözden geçirilmesi bile, doğruları egemen kılmadı... 


Dünyada herkesin, 2003 yılını bilinenin ötesinde karşılaması için, önce temel kavramlarda anlaşmamız gerekiyor. Bunun gerçekleşmesi de, şimdilik kolay gözükmüyor...

Uzağa gitmeye gerek yok. Sabah akşam savaştan söz ediyoruz. Toplumumuzu geleceğe donanımlı aktaracak çağdaş eğitimin önüne çıkarılan engelleri aşmaktan sözediyoruz. Bağımsızlığın ne anlama geldiğini unutanlara anımsatmaya çalışıyoruz. Yokluğun, yoksulluğun aşılmasını kimlerden bekliyoruz...!

Oysa ÇEKÜL’de buluşan birikimli-bilinçli-özverili bireyler, yıllardır temel başlıkların altını çiziyor, ülkemiz için çözüm yolları öneriyorlar. Artık “doğa-kültür” öncelikli yeni bir gündemin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor, bunu kalıcı örneklerle yaşama geçirmeye çalışıyorlar.

Sağlığım nedeniyle bir süreliğine Anadolu gezilerine ara verdiğim bu günlerde daha açık olarak gördüm ki, ülkenin her köşesinde diri güçler, ülkeyi geleceğe taşıyacak iradeye sahiptir... Dayanışmanın, yeniden örgütlenmenin, ülke gerçeklerine dayalı yeni yollar aramanın kaçınılmazlığını kanıtlamayı geleneğe dönüştürüyorlar.

İşte umut burada, çözüm burada, köklü değişim ve olumluya dönüşümün ipuçları burada. ÇEKÜL gönüllüleri, Tarihi Kentler Birliği’nin yerel yöneticileri, ülkenin gerçek gücünü daraltanlara bu yeni yılda doğrularla cevap verecek düzeye ulaştığında, her yeni yıl kutlamamız farklı bir anlam taşıyacak...

Sevgiyle kucaklarım.

Prof. Dr. Metin SÖZEN


Perşembe, Aralık 19, 2002

YILBAŞI İÇİN...


Yılbaşı, bayram, doğum günü, yıldonumu vb. ozel gunlerinizde CEKUL "7 Agac Ormanlari" projesine katilarak dogaya anlamli, kalici ve ekonomik bir armagan sunabilirsiniz. Ekteki dosyalarda armagan kartlari metin ornekleri ve armagani gerceklestirmek icin izlenecek yol belirtilmistir.

http://groups.msn.com/CEKULALBUM2/enanlamliarmagan7aga.msnw adresinde ise gorsel malzemeleri bulabilirsiniz.

Ayrica yine ozel gunler icin hazirlanmis olan tebrik kartlarimizin desenleri, fiyatlari ve elimizdeki sayilarini asagidaki adrese tiklayarak gorebilirsiniz.

http://photos.groups.yahoo.com/group/cekul/lst?.dir=/CEKUL+Kartlar
adresini tikladiginizda yilbasi-bayram vb. ozel gunler icin tasarlanmis olan CEKUL Kutlama kartlarina ulasacaksiniz. Kartlarin uzerini cift tikladiginizda buyuk boyutta gorebilirsiniz. Kartin sol altinda kart tasarimi, boyutlari, fiyati ve elimizdeki kart sayisi bilgileri bulunmaktadir.

Ayni kartlara slide gosterisi olarak ulasmaniz icin adres :

http://photos.groups.yahoo.com/group/cekul/slideshow?&.dir=/CEKUL+Kartlar

Sormak istedikleriniz icin lutfen arayiniz. Desteginiz icin tesekkurler..


Sevinç Baliç


Not: Sipariş formu için de özel olarak bir excel dosyası hazırladık. Bunun için bir e-posta gönderip talepte bulunabilirsiniz:

sevinc.balic@cekulvakfi.org.tr

7agacprojesi@cekulvakfi.org.tr

Tel : 0212 2496464




Çarşamba, Kasım 27, 2002

ÇEKÜL - AKSANAT ETKİNLİKLERİ BAŞLIYOR...




28 Kasım’da Beyoğlu, Akbank Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenecek Kent Kültürü toplantılarının ilkinde, Midyat kenti tanıtılıyor. Açış konuşmasını ÇEKÜL Vakfı başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in yapacağı toplantıda, Yüksek Mimar Mehmet Alper “Güneydoğu Anadolu’da Mardin ve Midyat’ın Önemi “ başlıklı sunumu gerçekleştirecek.

Toplantıya tüm kültür ve doğa severler davetlidir.

Yer: Akbank Kültür Sanat Merkezi (AKSANAT), İstiklal Cd. No: 16 , 80060 Beyoğlu-İstanbul
Tel: 0212 252 3503-04
Tarih: 28 Kasım 2002, Perşembe
Saat: 18:30

Pazar, Kasım 17, 2002

Dünya Gazetesi -15 Kasım 2002- haberi...

BİRGİ ve ÖDEMİŞ 2003’e Hazırlanıyor...


(15 Kasım 2002, Dünya Gazetesi, Çevre Kültürü Sayfası'nda yayınlanan haber)


Aydınoğlu Beyliği’nin ünlü başkenti Birgi, 2002 yılı Aralık ayında, doğal-tarihsel-kültürel varlıkların korunmasıyla ilgili bir dizi etkinliklere neden olacak... Küçük Menderes Havzası’nın odak noktası Ödemiş ilçesinde başlayacak etkinlikler, Birgi, Konaklı ve Bademli başta olmak üzere, havzanın diğer yerleşme yerlerine uzanacak... Eylül ayı içinde İstanbul, İzmir ve Ödemiş’te, birbirini izleyen toplantılarda, 1998 yılında “kamu-yerel-özel-sivil birlikteliğiyle” alınan kararlar ve izleyen uygulamalar tekrar gözden geçirilmiş, gelinen noktanın tüm kesimler tarafından değerlendirilmesine olanak sağlayacak nitelikte bir programla 2003’e girilmesi uygun bulunmuştu...



Toplantıda öncelikle, geçen süre dikkate alınarak, ÇEKÜL Vakfı’nın, doğal-tarihsel-kültürel varlıkların kent-havza-bölge-ülke ölçeğinde korunmasında ilk adım olan “7 Bölge 7 Kent” projesi tartışılmış, Batı Anadolu Bölgesi’ni simgeleyen Birgi’deki gelişmeler, ayrıntılarıyla gözden geçirilmişti. Özenle onarılan Birgi “Çevre Kültür Evi” nin, saptanacak tarihte İzmir Valiliği döneminde havzaya ve Birgi’ye özel ilgi gösteren Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu tarafından açılışının yapılabilmesi için, “sanatsal-kültürel etkinliklere uygun” donatılması işlemlerinin tamamlanması kararlaştırılmıştı.



Birgi’nin Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan, bir süre okuma-yazma öğretmek üzere kullanılan, bazı bölümleri yıkılmış olan tarihi yapının “Çevre Kültür Evi” ve “Birgi Araştırmaları Merkezi” olarak ÇEKÜL Vakfı tarafından onarımının kuram ve kurallarına uygun bitirilmesinin, kent halkı üzerinde bıraktığı olumlu etki de dikkate alınarak, 2003 yılı programının zaman yitirilmeden tasarlanması, açılışla birlikte açıklanması düşüncesi hızla yürürlüğe konulmuştu... Daha şimdiden, havzadan ve bölgeden, ülkenin her yerinden, bilim insanı-uzman-sanatçı-zanaatçıların havza halkıyla birlikte, tarih-arkeoloji-sanat tarihi-kültür tarihi-tarım-ekonomi alanlarında uygulamaya açık geliştirecekleri başlıklar da, ayrıntılı olarak belirlenmeye başlandı. Birgili kadınlar ise, bu etkinliklerin merkezini oluşturacak “Çevre Kültür Evi” nin işlevine uygun donatılması yolunda, büyük bir dayanışma içinde, çalışmalarını hızlandırdılar. Kitaplık ve toplantı salonunu içeren bu yapıda, ayrıca “Küçük Menderes Havzası” ile ilgili belge ve bulguların yer alacağı bir “arşiv” de oluşturuluyor.



Bu gelişmelerin yanı sıra, Birgi’nin değişik yerlerinde karşılaşılan geçmiş kültürlerin izlerini taşıyan buluntular, “Çevre Kültür Evi”nin çevresinde toplanıyor, Ödemiş’e bağlı bir açık hava müzesinin ilk adımlarının atılmasına çalışılıyor. Ayrıca başta Mimar Sinan Üniversitesi öğrencileri olmak üzere, yurtiçi ve yurtdışından katılan tüm üniversitelerin, geleneksel “Birgi Yazokulu” çalışmaları kapsamında ürettikleri, taştan-ahşaptan-madenden heykeller, kentin duvarlarında yer alan resimler, Cumhuriyet Meydanı ve çevresine daha şimdiden farklı bir görsel zenginlik getirmiş bulunuyor. Evliya Çelebi’nin Birgi’ye geldiğinde kaldığı söylenen eve kadar çevre düzenlendiğinde, değerlendirilecek açık alanların sınırları genişleyecek, birbirinden ilginç evleri ve sokakları içine alan bir sanat-kültür alanı oluşacak...



Benzer durum, Anadolu’nun ünlü konutlarından “Birgi Çakırağa Konağı” çevresine de taşınmakta, Kültür Bakanlığı’nın son onarımlarıyla kentin bu bölümü, çok farklı bir nitelik kazanmakta... Anıtsal konak, bahçesi, etrafında konağı bütünleştiren ve saran geleneksel yapılar, her geçen gün sayıları artan yerli yabancı gezginlere ev sahipliği yapmakta... Bu canlı ortamı sağlayan öğelerden birisi de, Çakırağa Konağı’nın karşısında eğitimci Gülsün Başaranbilek’in açtığı “Andaç Evi”. Ulaştığı düzeyle, daha şimdiden birçok kente örnek olacak nitelikte. Yıllardır biriktirdiği etnografik malzemeyi, “Müze Ev” kavramıyla bütünleştiren Gülsün Başaranbilek, kapalı-açık mekanları yeniden değerlendirerek, geleneksel konutların sağlıklı işlevlendirilmesiyle yaratılacak zenginliğin boyutlarını da göstermeye çalışıyor. Böylece Çakırağa Konağı, gezilen gidilen yer olmaktan çıkmış, çevresinde dinlenilen, kültürün değişik ürünlerinin sergilendiği yer konumuna ulaşmış bulunuyor. Böylece ÇEKÜL Vakfı’nın “7 Bölge 7 Kent” projesinin önemli hedeflerinden biri, öncelikle Birgi’de gerçekleşmiş oluyor. Daha şimdiden “Müze Ev”in yakınında yer alan geleneksel konutların onarılarak işlevlendirilmesi, kentlerin bütünüyle korunmasında izlenecek yol konusunun daha yoğun tartışılması, umut verici bir süreci içeriyor...



“ÇEKÜL Vakfı Küçük Menderes Havzası Gönüllüleri”nin kentteki bir diğer önemli hedefi, Aydınoğlu Beyliği’nin 1312 tarihli taş-ahşap-çini bezemeleriyle ünlü yapısı Ulu Cami’yi ve çevresini, farklı bir kimliğe ulaştırmak... Vadiye bakan anıtsal konakların ve evlerin, meydanı çevreleyen medrese-türbe-hamamın onarımını sağlamak... Kentin bu noktasını eski canlılığına kavuşturmak... Bu özverili girişimler olumlu sonuçlanırsa, kentin doğal-tarihsel-kültürel kimliği güçlenecek. Ulu Cami çevresinin, geleneksel kültürlerin yaşatıldığı, kültürel turizm ağırlıklı bir bölge olma niteliği büyüyecek... Belirlenen amaçlar doğrultusunda “medresenin” geleneksel sanatların yaşatılması için değerlendirilmesi, “hamamın” onarılarak yeniden işlevlendirilmesi, Birgi’nin “Aydınoğlu Başkenti” olma özelliklerinin ortaya çıkarılması, gönüllülerin temel hedeflerden biri...



2002 yılının son ayında gerçekleştirilecek etkinliklerin bir bölümü, Ödemiş odaklı düşünülüyor. Bunlar arasında, Kaymakam Erkan Işılgan’ın merkezde ve çevrede geliştirdiği koruma-geliştirme projeleri, “Tarihi Kentler Birliği” kurucu üyesi Belediye Başkanı Mehmet Eriş’in, “Ödemiş Kent Tarihi Müzesi”nin çekirdeğini oluşturmak üzere başlattığı girişimler, bu süre içinde tüm boyutlarıyla tartışılacak... Bugünlerde, müze gibi süreklilik isteyen projelere uygun tarihi yapıların mülkiyet sorunlarının çözümüyle uğraşılıyor... Zaman yitirmeden, kentin kimliğini belirleyecek her tür malzemenin toplanmasına çalışılıyor...



Bir başlangıç olarak, dönemin ünlü başbakanlarından Ödemişli Şükrü Saraçoğlu’nun ailesiyle görüşüldü. Çok yönlü bir sergiyle olayın diğer ailelere de yansıtılması, çağdaş bir yaklaşımla günümüz kültürüne aktarılması için değişik yollar deneniyor. Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle oluşturulacak sergi salonuna ayrılan ödeneğin gelmemesi, ister istemez bu etkinliklerin farklı mekanlara alınmasına neden oldu. Bunlar arasında onarıma alınacak “Tarihi Ödemiş Arastası Proje Sergisi” ile fotoğraf sanatçısı Lütfi Özgünaydın’ın hazırladığı İstanbul’dan sonra Anadolu’yu dolaşan, Kemaliye-Midyat-Talas-Kastamonu-Akseki-Birgi-Mudanya’yı içeren “7 Bölge 7 Kent Sergisi” de bulunmakta. Bu sergiyle birlikte, Doğu Anadolu’dan “Kemaliye” ile Batı Anadolu’dan “Birgi” arasında kültürel köprü kurulacak...



Bütün bu etkinliklerin temel hedefi, yıllar önce başlayan özverili çabaların sonuçlarını tartışmak, yeni dayanışma odakları oluşturmak... Düzenlenecek panellerde, merkezi yönetimin bölge yetkilileri,“Tarihi Kentler Birliği”nin Batı Anadolu Bölgesi üyeleri, Bakırçay-Gediz-Yarımada-Küçük Menderes-Büyük Menderes havzalarında doğal-tarihsel-kültürel varlıkların korunmasıyla ilgili projelerin sorumluları, Küçük Menderes Havzası’ndaki Bademli-Bayındır-Beydağ-Bozdağ-Gölcük-Kiraz-Konaklı-Ovakent-Ödemiş-Selçuk-Tire başta olmak üzere birbirinden ilginç yerleşmelerin belediye başkanları ve üyeleri, geliştirdikleri tasarım-uygulamaların ışığında, düşünce ve önerileriyle Birgi ve Ödemiş’teki toplantılara katkı sağlayacaklar...



Aradan geçen beş yıl içinde, “kamu-yerel-özel-sivil birlikteliğiyle”, doğal-tarihsel-kültürel varlıkların “korunması”, bu konuda değişik başlıklar altında yapılan “eğitim”, bölgede farklı ölçekte yerleşme yerlerinde geliştirilen “örgütlenme” girişimlerinde, bunları izleyen nitelikli “araştırma ve tanıtımlarda”, belirlenen hedeflere ne oranda ulaşıldığı, birbirini izleyen toplantılarda tüm boyutlarıyla gündeme getirilecek, 2003 yılı “eylem planının” daha sağlıklı üretilmesi sağlanacak...





Emin Başaranbilek/Arkeolog-Ressam

ÇEKÜL Vakfı Küçük Menderes Havzası Bölge Koordinatörü



Toplu resim



Cekul Cevre ve Kultur Evi



Meydan







Pazartesi, Kasım 04, 2002

Ege ve Akdeniz'den-II
-Dünya 1 Kasım 2002- “Çevre ve Kültür” sayfası için A. Tansuğ'un hazırladığı haber ve görüntülerin tam metni...-



Ege – Akdeniz izlenimleri- II(RESİMLERİN BÜYÜK BOYUTLARI İÇİN LÜTFEN ÜZERLERİNE TIKLAYIN)



“Kültür ve Sanatı Davet Eden Kent”: Antalya...







“Aile Tarihleri Arşivi”nden Kent Belleğine...



Kiltle turizminin Akdeniz’deki en büyük kalelerinden biri Antalya... Daha doğrusu “idi”. Artık, Antalya da, kültürel kimliğinin peşine düşen kentlerden biri. Tarihi Kentler Birliği’nin ikinci başkanı, Antalya Büyük Şehir Belediye Başkanı 1951 doğumlu, Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Dr. Kumbul, Antalya’nın sürekli “büyürken” yaşadığı travmaları iyileştirebilmek için, hasta yakınlarıyla, Antalyalılarla birlikte adeta bir “kültürel-ortopedik tedavi” programı uyguluyor. Neler yapılıyor? Örneğin Antalyalılar'ın kentlilik ve hemşehrilik bilincini geliştirmelerini ve yaşadıkları kente sahip çıkmalarını sağlamak için bir “Aile Tarihi Projesi” başlatılıyor. En eski kentlilerin tanıklığıyla başlatılan projede; dileyen aileler kendi tarihlerini kendileri yazarak, dileyenler, hikayelerini anlatıp yazdırararak, belge ve eski fotoğraflarıyla, "Aile Tarihleri Arşivi" oluşturuyorlar. Kimi fotoğraflar yalnızca ailenin eski bireylerini değil, eski Antalya’dan da saptamalar göstereceği için önemli. Bunun yanısıra diploma, karne, önemli mektup, eski sağlık karneleri, ekmek-gıda tahsis karneleri, diğer eski belgeler gibi belgelerle de “Kent Belleği/Arşivi”nin temelleri atılıyor... Kentin Nazım İmar Planı’na Antalyalı’lar da katkıda bulunuyor... Kitle turizmine göre biçimlenmiş altyapının, katma değeri yüksek, kültürel turizme kaydırılmasının incelikleri tartışılıyor...



Deniz, güneş, kum, tarih yetmiyormuş...



“Son yıllarda turizm alanında yaptığı atılımlarla ülkemiz ekonomisine büyük katkıda bulunan Antalya'nın sadece deniz, güneş, kum ve tarihi değerleri boyutuyla tanıtılmasının artık yeterli olmadığı açıkça görülmektedir. Kentimizin, sosyal ve kültürel yaşamında söz sahibi olan kurumlar, Antalya'nın ülkemiz kültür sanat ortamına katkıda bulunacak aşamaya geldiğini vurgulamaktadırlar... Ancak bu kurumların kente var olmaları yeterli değildir. Varlıklarını sürdürmeleri, kent yaşamının bir parçası durumuna gelmeleri yerel yönetimlerin çabalarıyla olasıdır. Sanatın, kültürün bir kentin yaşam biçimine dönüşmesi belediyelerin görevleri arasındadır. Antalya Büyükşehir Belediyesi, bu anlayıştan yola çıkarak 1. Antalya Resim Festivali'ni düzenlemeye karar vermiştir.”



Ta geçen kış, İstanbul’da, Armada Otel’de düzenlenen bir basın toplantısıyla Doktor Başkan Kumbul’un gerekçesini böyle anlattığı “o Festival”in zamanı gelince – 14-20 Ekim- biz de Antalya’ya gidiyoruz. Kültür Bakanlığı, Antalya Kültür Sanat Vakfı, (AKSAV), Antalya Sanatçılar Derneği (ANSAN) işbirliğiyle düzenlenen Festival açılışını ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof.Dr. Metin Sözen ile birlikte yapan Başkan Kumbul’u, Cam Piramit’te düzenlenen uluslararası Resim Fuarı’nda, eşi ve dostlarıyla birlikte suluboyaları gezerken buluyoruz...



  Dr. Başkan Kumbul
    



Bülent Çetinor’un "Antalya Kaleiçi" suluboyası...




       



Cam Piramit, Winsor standında resim yapan çocuklar ve diğer sponsorlar...



“Her bıyıklı Stalin değildir”!



“-Mutlaka eksikliklerimiz vardır ama, çok heyecen verdi bu festival bana” diyor Doktor Kumbul... Festival gerçekten heyecan verici, çünkü Kültür Parkı, Kır Kahvesi, Yavuz Özcan Parkı, Mermerli Park, Türk Evleri Terası, Yat Limanı, Kalekapısı, Üçkapılar, Karaalioğlu Parkı, Akdeniz Üniversitesi Kampüsü üs alınmakla birlikte “Winsor & Nevton Resim Yarışması ve Sergisi”, Konferans, Söyleşi, Panel, Özgün Baskı, Duvar Resimleri Uygulamaları, Açık Havada Resim Çalışmaları ve Sergisi gibi etkinlikler neredeyse tüm Antalya’ya yayılmış. Açılış’ta AKM’de “Kent ve Sanat” genel başlığı altında yapılan Panel’e de ülkenin bu konuda düşünce üretecek önemli bilim insanları ve sanatçıları katılmış: Prof. Dr. Adem GENÇ, Prof. Dr. Tomur ATAGÖK, Prof. Dr. Metin SÖZEN, Prof. Kaya ÖZSEZGİN, Prof. Dr. Yüksel BİNGÖL, Prof. Dr. Hüsamettin KOÇAN, Prof. Dr. Zafer GENÇAYDIN, Prof. Dr. Ali AKAY, Doç.Dr. Zeynep Yasa YAMAN, Gürbüz AYDIN (GÜSAD), Neşe KAREL, (Yerel Gündem) Giray ERCENK, Antalya Kültür Sanat Vakfı/ Sırma TECELLİ, ANSAN, Prof. Dr. Mehmet ARMAN, Antalya Sanat Derneği, Sedef ALTUN, Mimarlar Odası, Selahattin TONGUÇ, Mehmet GÜLERYÜZ, Turgay GÖNENÇ ve 1976’da Belediye İşhanı duvarına yaptığı ‘‘Prometheus’’ resmi, ‘‘Stalin’e benzetildiği için 12 Eylül 1980 harekâtından sonra silinen” Orhan TAYLAN...

Panel'de bu işlemin tanığı eski belediye başkanı Tonguç tarafından bu olayın tekrar gündeme getirilmesi üzerine “Her bıyıklı Stalin değildir” diyen Taylan, daha sonra bu Festival ve Yarışma konusundaki görüşlerini “orhantaylan.com” adresindeki web sitesine de taşımış. Festival sırasında "duvar resimleri" de gündeme alınmakla birlikte, yine Antalya’da Şerif Erginbay (e-postası: serginbay@hotmail.com) yönetiminde yayımlanan kültür ve edebiyat dergisi “Bahçe”nin Eylül-Ekim 2002-31.sayısında yer alan, Sabahattin Şen'in “Duvar Resminin Derinliği” de okunursa, konunun derinliği daha iyi anlaşılıyor...



13. yüzyıldan bugüne Çardaklar

ve

Antalya’ya taşınan Mardin...




“Pür resim” ile ilgili olanlarını “pür kültür-sanat” gazetecilerine bırakarak, Dünya Cumartesi Pazar okurları ile “doğal ve kültürel çevre koruma” içerikli bu sayfada, Cam Piramit’te sergilenen işlerden bazılarını ileride paylaşacağımızı belirtelim...

Ödül kazananların listesi ise Festival’in “www.antresimfest.org “ adresindeki web sitesinde mevcut... Bu hafta, biri mimar, bir tekstil mühendisi iki sanatçı ile bir küçük sanatçının yaptıklarını sunalım...



Bunlardan biri, son yıllarda farklı mesleklerden olsalar bile ortak noktaları “duyarlılık dozu yüksek” olanların müptela olduğu “Mardin sendromu”nu, çeşitli araç-gereç ve teknik (seramik, bakır üzerine gravür ve boyada karışık malzeme) kullanarak harika resimlere dönüştüren Y.Mimar Melek Nuhoğlu. İstanbullu Nuhoğlu, çeşitli “Mardin”leri Antalya'ya taşımıştı.



        





Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Tekstil Bölümü mezunu Çiler Belen ise “Taş” temalı işlerinin yanısıra, geçmişi 13. yüzyıla kadar dayanan bir geleneğin temsilcisi olup, Akdeniz ülkelerinden İspanya, İtalya, Yunanistan’da da görülen ve bugün yokolmuş “çardak”ların, Antalya’da hâlâ bulunan örneklerinin korunmasına dikkat çekiyordu. “800 yıllık çardakları yok etmek yerine, koruma altına almak gerekir. Talandan kurtaramadıklarımızın hiç olmazsa suretleri kalsın diyerek onalrı resmettim” diyen Belen1993’den bu yana kıl tela, ham keten, ham ipek üzerine tekstil boyası ile çalışmalar yapıyor...



      



Çiler Belen ve Çardakları...



    





Belen’in çakıl taşları...



Ve... Emrecan’ın özgür kuşları...



Bunlar da 1991 Denizli doğumlu küçük ressam Emrecan Sandal’ın işleri... -Sergiyi birlikte gezdiğim profesyonel ressam arkadaşımın Emrecan’ın fırçasını çok "özgür", çok "yürekli" bulup, bu resimlere “bayıldığını” belirteyim!-



    




ve özgürce resmettiği diğerleri...

    





  


Emrecan sandal kimdir (C/V) ?


Web'de Antalya





  • ANTALYA BUYUK ŞEHİR BELEDİYESİ

    www.antalya-bld.gov.tr/



  • ANTALYA BÖLGESİ ARKEOLOJİ ARAŞTIRMA MERKEZİ: www.istanbul.edu.tr/edebiyat/edebiyat/p44.htm -

    İstanbul Üniversitesi web sitesinde, "Antalya Bölgesi Arkeoloji Araştırma Merkezi" web sayfaları. Müdür : Prof. Dr.Haluk ABBASOĞLU. 1954 yılında kurulmuş.



  • ANTALYA KENT KONSEYİ

    www.antalyakentkonseyi.org.tr



  • KENT VİZYONU

    www.kentvizyonu.com



  • ANTALYA VALİLİĞİ - ANTALYA MÜZELERİ

    www.antalya.gov.tr/muzeler.htm



  • ANTALYA WEB SİTESİ - GELİDONYA BATIĞI

    http://www.antalya-ws.com



  • BELGESEL: "UYGARLIĞIN BARINAĞI: ANTALYA MÜZESİ"

    "Kamera Arkası" web sitesinde Deniz Çubukçu Yazıcı'nın belgeseli: www.kameraarkasi.org/belgesel/d/denizcubukcu



  • BİR ANTALYA PORTALİ: "KALEİÇİ"

    http://www.kaleici.com






    [edit]
    [10/27/2002 8:00:59 PM | CEKUL Foundation]


    "Kent ve Kültür"

    TRT-2'de BİR KENT VE KÜLTÜR PROGRAMI:

    "ÇERÇEVE"





    Her gün 15.10'da TRT-2 televizyonunda "ÇERÇEVE" başlığı altında yayına giren programlarıdan biri de "Kent Kültürü". TRT İzmir Televizyonu'ndan İsmail Ragıp Geçmen prodüktörlüğü, Erol Artem yönetiminde hazırlanan Zafer Akçay'ın sunduğu "Kent Kültürü"nün cerceve.net/" adresindeki web sitesinde programın bu haftaki konusu şöyle özetlenmiş:



    GEÇMİŞTE KOMŞULUK İLİŞKİLERİ

    Gittikçe betonlaşan; iç içe, üst üste yaşamın tüm ağırlığıyla üzerimize çöktüğünü acaba farkedebiliyormuyuz ?



    Uzunca yıllar, aynı apartmanda birlikte yaşayan bir çok aile, artık sadece kapıdan girip çıkarken birbirini görüyor. Eski komşuluk ilişkilerimiz nerelere kayboldu? Aynı kocaman binanın aynı çatısı altında daha fazla kişi birlikte yaşarken, daha da mı uzaklaşıyoruz birbirimizden?



    Nerede o eski, sıcak komşuluk ilişkilerimiz?

    Nerede kaldı o komşu yardımlaşmalarımız, birbirine yemek, börek, tatlı, çorba götürmeler; imeceyle tarhana, reçel yapılan o günlerimiz o mekanlarımız nerede kaldı ? Bir sorunumuz olduğunda ilk önce komşumuzun kapısını çalıp önce ona derdimizi anlattığımız, ondan bizi teselli edip yol göstermesini beklediğimiz doğru ve güzel insan ilişkilerimiz nerede kaldı?



    Evet, Çerçeve'miz bu hafta "Geçmişte kalan komşuluk ilişkileri" ne açılıyor.


    Bu haftanın konuğu, "Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek"in yazarı Ayfer TUNÇ ile emekli dinç hekimi İzmirli Ayşe Mayda. Zeynep Oral'a da telefon bağlantısı yapılacak... Haftaya Y.Mimar Bülent Turan'ın danışmanlığında hazırlanan programda "KENTLERİMİZDE OKUL VE İŞ SERVİSLERİ" konusu tartışılacak. "ÇERÇEVE"nin web sitesine girip, görüş, öneri ve eleştirlerinizi iletebilir, programlarda ele alınmasını istediğiniz konuları önerebilirsiniz...



    Bu arada ÇEKÜL Vakfı 1. Ege Bölge Toplantıları'nın Bergama'daki bölümünde Vakıf Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen'in "insan hakları" konusunda görüşlerini belirttiği "ORTAK PAYDA: İNSAN" başlığıyla TRT 2 TV'de dört bölüm halinde yayınlanmakta olan programın 4. ve son bölümü de 6 Kasım 2002 saat: 20.30'da yayına giriyor...








    TRT'DEN "TURİZM RADYOSU"









    Bundan böyle "Necefli maşrapa" deyince çocuklarımız yüzümüze boş boş bakacaklar herhalde. Şimdi bile bunun neyi çağrıştırdığını bilen yetişkinlerin azaldığı söylenebilir. Çünkü "TRT", "devlet memuru zihniyetiyle yayıncılık"tan giderek uzaklaşıyor. Varlığını Antalya'da farkettiğimiz "TURİZM RADYOSU" bile bunun kanıtlarından biri olmaya yetiyor. Merkezi Antalya, Lara'da bulunan Turizm Radyosu, İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Yunanca olmak üzere 5 dilden yayın yapıyor. Radyo amacını şöyle açıklıyor: "Ülkemizi ziyaret eden yabancı turistlere, Türkiye'nin tarihi coğrafi, sosyal, ekonomik, kültürel ve turistik özelliklerini tanıtmak, onlara burada bulundukları süre boyunca pratik bilgiler (hava durumu, ulaşım, haberleşme, turlar, aktif ve alternatif turizm vb..) vermek, dünyada meydana gelen olay ve gelişmeleri duyurmanın yanı sıra müzik ihtiyacını karşılamaktır.Yayınlarımız kesintisiz 24 saat; Türksat 1-C uydusu ve FM vericiler üzerinden dinlenilebilmektedir."



    Antalya FM (100.6), Bodrum FM (97.4), Çeşme FM (101.6) , Kuşadası FM (101.9), Kapadokya FM (103.0), Pamukkale FM (101.0), Kalkan FM (105.9) ve Marmaris'te FM (101.0) dinlenebilen Turizm Radyosu'nun web sitesi: http://www.antalyaguide.org/tr/turizm_radyosu.php adresinde. e-posta: tsr.turizmradyo@trt.net.tr, Tel: (0.242) 349 32 59 - 60 Faks: (0.242) 349 27 42



  • Pazartesi, Ekim 28, 2002

    Kastamonu konakları film oluyor...

    Atıf Yılmaz’ın Kastamonu projesi



    Film yapımcısı Atıf Yılmaz, hazırlıklarını sürdürdüğü bir proje için Kastamonu konaklarının çekimini yapacaklarını bildirdi.

    Vali Enis Yeter’i ziyaret eden Yılmaz, içeriğini ileriki günlerde açıklayacağı ve çok ses getireceğine inandığını belirttiği bir proje hazırladığını söyledi. Yılmaz, Kastamonu’yu çok sevdiğini ve projesi kapsamında buradaki konaklarla ilgili çekimler yapacaklarını belirtti. Yılmaz ve ekibi, konakları gezerek, ön incelemelerini yaparken, Vali Yeter, projeye destek vereceklerini bildirdi.
    -NTVMSNBC haberi-


    DÜNYA'da "KULA SEMPOZYUMU"

    Dünya Gazetesi Çevre ve Kültür sayfasında -25.10.02- yayımlanan haberlerimiz:

    Ege ve Akdeniz’de bir kültür turu -I...


    KULA - UŞAK


    Yazı ve fotoğraflar: Avniye Tansuğ- ÇEKÜL Vakfı

    KULA...



    “Bizim niye güzel bir müzemiz yok?”

    Yer; Kula’da bir düğün salonu, bir önceki hafta bu sayfadan duyurulan "Kula -Koruma, Yaşatma, Geliştirme, Araştırma, Proje, Uygulama- Sempozyumu"ndaydık (*). “Kenan Evren Etnografya Müzesi’nin Kula Kent Müzesi’ne Dönüştürülmesi Projesi” başlıklı bildirinin sunumunun ardından söz istedi ve aynen böyle sordu genç ortaokul öğrencisi. “Peki bunun nedeni Kula’nın coğrafi konumu olabilir mi?” diye de ekledi. “Hayır” dediler genç öğrenciye, “Kula bu konuda yalnız değil, kent müzesinin ne olup, ne olmadığının anlaşılması, coğrafi konumdan daha önemli”... Sonra kent müzesi kavramı hakkında daha ayrıntılı bilgi verildi. Sempozyumun en ilginç tarafı izleyicilerin arasında Kula’lı genç öğrencilerin de bulunması ve zaman zaman bilim insanlarına böyle ilginç sorular yöneltmeleriydi.
    Image


    Image

    Kula evlerinin içiçe geçen saçakları, yolda yağmura yakalananları ıslanmaktan, yazın da güneş çarpmasından koruyor!
    Image


    “Gerçek zenginliğin ne olduğunu krizden sonra anladık...”

    Kula Belediye Başkanı Selim Aşkın, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Kulalılar ve Kulayı Sevenler Derneği, Kültür Bakanlığı’nın Manisa İl Kültür Müdürlüğü ve ÇEKÜL Vakfı işbirliği ile düzenlenen bu üç günlük etkinliğin başından sonuna kadar “içinde” idi. Selim Aşkın, 800’ü tescilli, 2. ve 3. derece tarihi eserlerle birlikte toplam 2400 “tarihi eser” sahibi Kula’da “gerçek zenginliğin ne olduğunun ekonomik krizden sonra anlaşıldığını” söyledi. Sempozyum süresince "Kula'da Yaşam", "Turizm", "Geleneksel Konut Mimarisi", "Kentsel Doku Araştırmaları", "Koruma Önerileri", "Tarihi Çevrede Yeni Yapı" başlıkları altında bildiriler sunuldu. (Bildiri özetlerine ulaşmak isteyenler için e-posta adresi: nezihat.koskluk@deu.edu.tr ).

    "Kuladokya turizmi"

    Selim Başkan, "gerçek zenginlik" derken, "şöylesine bir onarılıp, kitle turizminin tüketimine sunulacak tarihi evler"i kasdetmiyor. Kula'nın doğal zenginlikleri; jeomorfolojik özellikleri, termal kaynakları ve "elle tutulamayan" kültürünün de canlandırılmasının önemine dikkat çekiyor... Sempozyum katılımcıları, "Yanık Ülke'nin volkanizması" diyorlar, Kapadokya'daki peribacaları benzeri oluşumlar içerdiği için "Kuladokya" diyorlar, "Aman halıcılık da var" diyorlar, "Ekolojik-turizm", "Yarenlik", "efeler", "sözlü tarih"ten dem vuruyorlar, bir uzman "bir turizm master planı var mı peki?" diye soruyor, "yok" deniyor, gençler bütün bunları dikkatle dinliyor...

    “Çukurçeşme” ya da “Eski Çeşme”, ama artık gülümsüyor...

    Sempozyuma katılanlar Başkan Selim Aşkın rehberliğinde Kula’nın tarihi dokusunu yerinde incelediler. Restorasyon projelerini halkın da incelemesine açık tutan Başkan Aşkın, tarihi Arasta’dan geçerken, esnafa teker teker selam verip “hayırlı işler” dilemeyi de ihmal etmiyordu. Kula Belediyesi’nin ÇEKÜL Ege Bölgesi Koordinatörlüğü desteğiyle onardığı, çevre düzenlemesi de tamamlanmak üzere olan “Çukurçeşme”de bir süre duraklandı. Kafiledeki mimarlar, restoratörler ve uzun yıllar UNESCO’nun Roma’daki restorasyon teorileri ve uygulamaları konusunda çalışan kuruluşu ICCROM’u yönetmiş, Sempozyum’un onur konuğu Prof. Dr. Cevat Erder, projenin müellifi Y. Mimar Bülent Turan’ı soru yağmuruna tuttular...

    Image
    Image

    Başkan Selim Aşkın ve Y. Mim. Bülent Turan Çukurçeşme önünde


    Türk Evi’nde Kula Fotoğrafları Sergisi

    Kenan Evren Etnografya Müzesi’nin tam karşısında bulunan ve geleneksel “Türk Evi” olarak korunan yapıda düzenlenen “Kula Fotoğrafları Sergisi”nin açılışı da aynı gün yapıldı. Serginin bir özelliği de, yalnızca 20. yüzyıl başından, günümüze kadar Kula’da yerleşmiş ve/veya gelip geçenlerin objektiflerinden saptanan “Kula” görüntülerinden oluşan içeriği kadar, siyah/beyaz fotoğraf tekniğinden dijital fotoğrafa kadar fotoğraf teknolojilerinden de örnekler sunmasıydı...
    Turk Evi

    Türk Evi'ndeki serginin açılış töreninden...

    K.Evren Etnografya Muzesi

    "Kenan Evren Etnografya Müzesi"

    “7 Kitap Kitaplığı” ve bir “gönüllü kütüphaneci”

    Bu Sempozyum vesilesiyle, Kula Belediyesi’nin tahsis ettiği, Av. Nadir Yağlı’nın sorumluluğu üstlendiği, geçici “Çevre ve Kültür Evi”ndeki toplantı ve gösteri salonu ile yine aynı yerde başlatılan “7 Kitap Kitaplığı”nın ve ÇEKÜL Ege Projeleri Sergisi’nin de açılışı yapıldı. Vakfın Kula Temsilcisi olan Av. Nadir Yağlı, Çevre ve Kültür Evi’ne bitişik olan yazıhanesinin girişine astığı küçük tabelada da belirttiği gibi, aynı zamanda “bir gönüllü kütüphaneci”. Yıllardır Kula’lılara ücretsiz kitap dağıtıyor, kitapları verirken hiçbir belge imzalatmıyor. “Buna rağmen kitaplar her zaman geri geliyor” diyen Yağlı, bir taraftan da bilgisayar ve internet kullanımında ustalaşmaya çalışıyor. Internet iletişimini çok önemsiyor, çünkü ÇEKÜL ile, Vakfın çalışmalarını internet üzerinden izleyen oğlu aracılığıyla tanışmış...

    Ucretsiz kitap okutulur

    Nadir Yağlı'nın kütüphane/yazıhanesindeki duyurular!


    İleride tarihi bir KULA Evi'nin (Beyler Konağı'nın) restore edilerek KULA ÇEVRE VE KÜLTÜR EVİ olması sağlanana dek, şimdilik bu mekanda oluşacak kitaplık ve film gösterim ortamına katkıda bulunmak için KULA ÇEVRE ve KÜLTÜR EVİ'ne afiş, kitap, dergi, VCD, belgesel ve belgesel film katkıları bekleniyor. Görsel-işitsel malzeme önemli çünkü, Başkanı Selim Aşkın bu salona video ve VCD'lerle halka ve gençlere yönelik belgesel film gösterimleri yapılabilmesi için 107 ekran harika bir televizyon armağan etmiş...
    Image
    Image
    Image

    Prof. Dr. Cevat Erder, Çevre ve Kültür Evi Onur Defteri'nin ilk sayfasını yazıyor...

    Image

    (Ve ne yazdığı...)


    Image

    Soldan sağa: Kula Çekül Temsilcisi Nadir Yağlı, Başkan Selim Aşkın, Prof.Dr. Cevat Erder, Bülent Turan, Avniye Tansuğ, Mehmet Ata Tansuğ, ÇEKÜL Vakfı

    Katkılar için adres:
    KULA ÇEVRE ve KÜLTÜR EVİ: 100 ncü Yıl İş Merkezi kat:1/107 KULA
    Telefon: 0236 - 816 12 41 / 0542 715 29 94
    ÇEKÜL EGE Bölge Koordinatörlüğü: Atatürk caddesi, no:386/502 Alsancak İzmir 35220 Telefon: 0232 - 422 57 33 / 0532 311 99 05 mailto:cekulege@efes.net.tr

    Dünya Gazetesi Çevre ve Kültür Sayfası'nda -25 Ekim 2002 Cuma- yayınlanan haberlerimiz:


    KARUN HAZİNELERİ VE UŞAK ...



    Kula'dan Antalya I. Resim Festivali'ne yetişilecek... 1965-68 arasında Güre yakınlarındaki Toptepe, İkiztepe ve Aktepe tümülüslerini gizlice kazan eski eser kaçakçılarının 1970 yılında ABD'deki Metropolitan Sanat Müzesi'ne sattıkları ve 1993 yılında Türkiye'ye geri gönderilen ve M.Ö. VI. yüzyıl Lidya sanatının en güzel örnekleri olan "Karun Hazineleri"ni görmek için yola Uşak üzerinden devam ediyoruz. Geç vakit varılan Uşak'ta uzun süren bir restorasyonla 20 odalı bir otele (Dülgeroğlu ) dönüştürülen Taşhan'da (Paşa Hanı) konaklamak ilginç oluyor...

    "Taşhan"dan Dülgeroğlu'na...
    1898 yapımı "Taşhan", Fransız mimarlar tarafından yapılmış. Kentte "çatısı Marsilya kiremiti ile kaplı ilk yapı olma" özelliğini taşıyan han, konaklama ve ticaret amaçlı kullanılmış. 90'lı yıllarda Dülgeroğlu ailesine geçen yapı, restore edilerek otele dönüştürülmüş ve bir "prestij kurumu" olarak işletiliyor. Taşhan ilk yapıldığında 3 yıl çalışılıp, 3 bin altın harcanmış. Restorasyonda da Yapının ticaret yeri olma özelliği de kısmen yaşatılıyor. İç avluya cephesi olan iki dükkanda Dülgeroğlu ailesinin üretimi battaniyeler ve Eşme kilimleri satılıyor...

    Image

    Image

    Image
    Eski Paşa Hanı - şimdiki Dülgeroğlu Oteli...

    Eski ile yeninin bilek güreşi...

    Uşak'ın tarihi sokaklarında dolaşıldığında eski ile yeninin gözle görünür biçimde "güreştiği", sıkça yenilenin ise birincisi olduğu gözlemleniyor...

    Uşak'ta yer yer bozulmuş, bazı sokaklarda da korunmuş tarihi doku:

    Image

    Image

    Image

    Evliya Çelebi'nin yazdığına göre 1570'te yaptırılmış, burmalı minaresinden dolayı Burma Camii diye anılan cami, meydanda belirleyici öge olma özelliğini koruyor:
    Image
    Image

    Karun Hazineleri...

    "Elden geldiğince" güzel sergilenmesine çalışılan "Hazine" Uşak Müzesi'nde... Müzenin içinde yine de ciddi bir iyileştirme gerekiyor. Müzenin dışındaki mermer ve taş eserler ise daha ziyade müzeye komşu Uşaklı'ların sefkatli gözetimi ile bekçilere bırakılmış gibi...

    Image

    Image

    Image

    Image

    Image

    Uşak, hızlı bir göz atış ile, sonuç olarak kültürel korumada -ya da koruyamamada- tam sınırda durmuş gibi... Kentin dışarıya doğru büyüyüşü ise çıplak gözle algılanıyor...

    Web'de Uşak ile ilgili siteler

    Uşak Belediyesi Web Sitesi. http://www.usakbelediyesi.com/
    Uşak Bilgimatik: http://www.usak-bilgimatik.com/
    Haluk Özözlü'nün "Sihirli Tur" sitesinde müzedeki diğer parçalar:
    http://www.sihirlitur.com/gezi/usak/images/06.jpg

    (Haftaya: I. Antalya Resim Festivali ve Antalya ile ilgili haberler...)